Kelimeler: edremite
Edremite kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?
1. Tamam, Edremite malın gözünü göndermişler...
2. Bu köylü, arabayı biraz hızlı sürerek Edremite geldi.
3. Gözleri parlayarak Yusuf a döndü: Yarın sizi Edremite götüreceğim!
4. On dörttü, birini Edremite, arabacıya yolladım, birini de burada bozdurdum.
5. Biraz sonra, gocuğuna sıkıca sarılan Yusuf, atını dört nala kaldırmış, Edremite dönüyordu.
6. Biraz iyileşir iyileşmez derhal Edremite dönecek ve Muazzezi alarak herhangi bir yere gidecekti.
7. Salâhattin Beyin hatırı için Edremite dönmüş ve o zamandan beri buna kâfi derecede pişman olmuştu.
8. Yusufun halleri, Salâhattin Bey naklen Edremite, yani Kuyucaktan çok uzağa tayin edilinceye kadar devam etti.
9. Ev sahibi onu akşama kadar güçlükle zapt etti ve Yusuf Edremite ertesi gün gitmeye razı oldu.
10. Fakat Yusuf un Edremite gelişinin haftasında Kaymakam, Malmüdürüne, bu tahsildarın ne diye böyle boş gezdiğini sordu.
11. İhsana karşı şu anda duyduğu yabancılık, ona, artık kendisini Edremite bağlayan bir şey bulunmadığını da hatırlattı.
12. Bu sırada Balkan Harbinde yaralanıp tebdilihava için babasının yanına, Edremite gelen bir doktor yüzbaşısına kendini muayene ettirdi.
13. Edremite döndükten bir hafta kadar sonra Kaymakam evde yakın dostlarına bir rakı içirdi ve kadınlar üst katta kendi aralarında eğlendiler.
14. Edremite haftada, on günde bir, o da birkaç meraklıya, üç beş İstanbul gazetesi gelir; dünyanın birçok havadisleri, Balıkesirden veya İzmirden gelen arabacılar, pazarcılar ve bir de yerli Rumlar vasıtasıyla etrafa yayılırdı.
15. Edremite dönmezlerse hem kızının hem Yusuf un perişan olacaklarını, ikisinin de ellerinden bir iş gelmediğini, Yusuf un zaten yabancı olmadığını ve kendisinin bu nikâha muhalif bulunmadığını, şart olsun, dinim hakkı için gibi büyük yeminlerle anlattı.
16. Burhaniye tarafına giden candarma geceyi Edremite yarım saat mesafede bulunan FrenkkÖyde geçirdikten sonra sabahleyin güneşin doğup oldukça yükselmesini bekledikten sonra, öğleye doğru, Burhaniyeye geldi ve caminin yanındaki bir kahveciden, akşam Ayvalık tarafına doğru bir arabanın geçtiğini öğrendi.