Kelimeler: cereyan

Cereyan kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


1. Kapının yanında konuşulanları duymamış, fakat orada fevkalade şeyler cereyan ettiğini anlamıştı.


2. Bayramda Şakir le ikisi arasında cereyan eden hadiseyi de bir parça bildiği için, Yusuf un bu işten haberi olmasını şimdilik münasip bulmadı.


3. Fakat hadiseler birdenbire o kadar süratli bir cereyan aldılar ki, Yusuf değil hayatının ilerisini, birçok kereler, içinde bulunduğu günü düşünmeye bile vakit bulamadı.


4. Her tarafı titriyor ve şu anda ölüm karşısında ürperen bütün dirilerin tercümanı olan Sarı Hafızla, bahçedeki ölü arasında cereyan eden mükâlemeyi dinleyerek dehşete düşüyordu.


5. Bu çok ateşli tarziye şeklinden ziyadesiyle mütehassis ve müteheyyiç olan Şahinde, gözyaşlarına büsbütün cereyan verir; bütün bunlardan bir şey anlamayan ve şimdi yatağın kenarına bırakılıvermiş olan küçük Muazzez de şikâyet ve sitem dolu ağlamasına devam ederdi.