Kelimeler: candarma

Candarma kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


1. Sokağın başından iki candarma ile genç bir candarma çavuşu belirdi.


2. Candarma kumandanı izinli olduğu için yanlarında bir başçavuş ve üç candarma neferi vardı.


3. Ne candarma, ne hükümet bunlara karışmazdı.


4. Arkadan gelen dört candarma, yamçılarına bürünmüş ve martinlerini sırtlarına çaprazlama asmışlardı.


5. Bu esnada orada birdenbire beliren iki candarma köylüyü yakalayarak hükümete götürdüler.


6. Ve Şakir, koluna giren bir candarma ile birlikte, ağır ağır yürümeye başladı.


7. Hem candarma eline düştüm diye korkudan titriyor, hem de bu işten ne vurabileceğini hesaplıyordu.


8. Muazzezi bırakan candarma zabiti bir eliyle kalpağını düzeltiyor, öbür eliyle de yakasının çengelini takıyordu.


9. Geceleri tertip edilen bu âlemlere şimdi Kaymakamm bulup getirdiği birkaç çalgıcı ile candarma bölük kumandanı Kadri Efendi de iştirake başlamıştı.


10. Halbuki muhakemede mevcut olan ve zabıt varakasına nazaran, vaka mahalline candarma yetiştiği esnada Şakirin hâlâ elinde bulunan tabanca, küçük bir Browningdi.


11. O gece takibe çıkıp muhtelif semtlere dağılan altı candarma, ilk iş olarak, kasabaya yarımşar, birer saatlik köylerde güzel bir akşam yemeği yediler.


12. Diğer kenarda, kendini bilmeyecek kadar sarhoş olan Muazzez, yastıklara dayanmış duruyor ve öpmek için üzerine eğilen candarma bölük kumandanı Kadri Beye karşı kendini müdafaaya çabalıyordu.


13. O gün akşam üzeri Ayvalıka varan candarma, yolun yarısında at üstünde uyumuş, diğer zamanlarda da silahını ensesine koyup ellerini iki tarafından geçirerek memleket türküleri tutturmuştu.


14. Burhaniye tarafına giden candarma geceyi Edremite yarım saat mesafede bulunan FrenkkÖyde geçirdikten sonra sabahleyin güneşin doğup oldukça yükselmesini bekledikten sonra, öğleye doğru, Burhaniyeye geldi ve caminin yanındaki bir kahveciden, akşam Ayvalık tarafına doğru bir arabanın geçtiğini öğrendi.