Kelimeler: bulunan

Bulunan kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


1. Burasının tercihinde, bahçede pek bol bulunan meyva ağaçlarının da esiri vardı.


2. Oyuncular halkasının ortasına girmiş bulunan bir davul ile bir zuma bu tarafa yaklaşmıştı.


3. Üst katta, sokak üstünde bulunan Yusuf un odası yeni gelin ve güveye tahsis edildi.


4. Elde bulunan bir tek çare, yani burayı bırakıp gitmek, Hilmi Beyin elinde o senet kaldıkça imkânsızdı.


5. Odadan dışarı çıkan Hacı Etem, dördü de oturdukları sıranın üstünde uykuya dalmış bulunan şahitleri dürterek uyandırdı.


6. Artık boş ümitleri kafasından atmaya çalışıyor ve kendini avutmak için Kazdağı eteklerinde bir köyde bulunan amcasına gitmeyi düşünüyordu.


7. O gittikten sonra ev halkını, uzun zaman bir değirmende bulunan insanlara çarklar birdenbire durunca gelen bir şaşkınlık sarmıştı.


8. Kendininkine bitişik bir odaya soktu, pencere yanındaki bir masayı gösterdi ve içerde bulunan diğer iki kişi ile onu tanıştırdı.


9. Bazı yapraklan kopup fersudeleşen ve kaim siyah cildinden tamamen ayrılmış bulunan bu kitap, Serveti Fünun mecmuasının eski senelere ait bir koleksiyonuydu.


10. Halbuki muhakemede mevcut olan ve zabıt varakasına nazaran, vaka mahalline candarma yetiştiği esnada Şakirin hâlâ elinde bulunan tabanca, küçük bir Browningdi.


11. Yaylı arabanın boşluğa doğru uzanan oku hafif hafif sallanıyor ve içinde bulunan iki genç insanın nefesleri kuru ot ve keçe kokularına karışıyordu.


12. Bunlar paralarını şurada burada yiyip bitirdikten sonra, şimdi, bu husustaki şöhret ve tecrübelerinden ve aralarına yeni katı-, lan ve daha ellerinde yiyecek paraları bulunan delikanlıların sahavetlerinden istifade edip geçiniyorlardı.


13. Büyük annesinin ara sıra diğer ihtiyar kadınlarla beraber okuyup ağlaştığı Muhammediyeyi sıkıcı buluyor, Şube Reisinin oğlu Vasfıde pek bol bulunan, iki sütun üzerine basılmış, tercüme romanları da pek anlamıyordu.


14. Hulusi Bey, Yusufu içeri çağırdıktan sonra iskemlesini biraz kenara, üzerinde düstur ve mecelle ciltleri bulunan bir rafa doğru çekti, Yusufa da karşısındaki kanepeyi gösterdi, sonra havadan bahseder gibi sordu:


15. Bu cuma gezintilerine, çok kere her evde bulunan kuzular da beraber götürülür, onlar bol otlu bir yerde yayılırlarken, çocukların bir kısmı yemek hazırlamak, ateş yakmak, bir kısmı da arkta yıkanmakla meşgul olurlardı.


16. Burhaniye tarafına giden candarma geceyi Edremite yarım saat mesafede bulunan FrenkkÖyde geçirdikten sonra sabahleyin güneşin doğup oldukça yükselmesini bekledikten sonra, öğleye doğru, Burhaniyeye geldi ve caminin yanındaki bir kahveciden, akşam Ayvalık tarafına doğru bir arabanın geçtiğini öğrendi.


17. Bir sene evvel babası avda kaza neticesinde vurulup ölünce (bu ölümün kaza olmayıp, bir zeytinlik meselesi yüzünden araları açık bulunan Arnavut Galip Ağanın intikamı olduğunu söyleyenler de vardı) evin erkekliği ve bütün mallar bu on dört yaşındaki çocuğa kalmıştı.