Kelimeler: bayram

Bayram kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


1. Bayram yerine doğru yürüdüler.


2. Şakir, bayram günü Yusufla kavga ettikten sonra, sarhoşlukla:


3. Öğleye kadar vakit geçirmek için bayram yerine gitmeye karar verdiler.


4. Bayram Yeri Camiinin önüne kadar bütün duvar kenarları, çömelip oturanlarla doluydu.


5. Bütün bunları takip eden bayram, sahiden bir coşkunluk ve neşe devri olurdu.


6. Bayram Yeri Camiinin önünden geçerken içerde hızlı hızlı namaz kıldıran imamın sesini duydu.


7. Çayiçinden Bayram Yerine sapan yolun köşesine gelince durup birbirlerinin yüzüne baktılar ve ayrıldılar.


8. Bayram Yerine gelince Alinin dükkânına sapacağı yerde karşı taraftaki kahveye girip camın yanına oturdu.


9. Salâhattin Beyin evi Bayram Yeri dedikleri semtte, yabancı memurların oturduğu Rum mahallesi ve Aşağıçarşı taraflarından uzaktaydı,


10. Kaldırımlarda müthiş bir gürültü çıkararak ilerleyen yaysız arabada adamakıllı sarsılarak Çayiçini ve Bayram Yerini geçti; evine geldi.


11. Yusuf Bayram Yerini geçtikten sonra hayvanı yavaşlattı, eve yaklaştığı zaman alt katta, sokak üstündeki odada ışık yandığını gördü.


12. Mektebi bitirdikten sonra babasının işini eline alan Ali ile bayram yerindeki dükkânın önünde iki alçak ve arkalıksız iskemle atarlar, saatlerce hiç konuşmadan yan yana otururlardı.


13. Fakat bu sırada Ali geldi, Kâzıma babasının öğle yemeğinden evvel izin vermediğini, bayram sabahı öğleye kadar dükkân açmanın sair zamanın bir haftasından çok kâr bırakacağını söylediğini anlattı.


14. Yusuf un, şimdiye kadar daima biraz yabancı kaldığı bu şehrin cereyanına kendini kaptırması, yani bu şehirdekilerle, müspet veya menfi münasebetlere geçmesi, bu şehirde asıl yaşamaya başlaması da böyle bir bayram gününe tesadüf eder.


15. Eğer Yusuf herkesi kendisi gibi zannetmese ve etrafına biraz da anlar gözlerle baksa, o bayram vakasından sonra birçok arkadaşlarının tavırlarının değiştiğini, mesela Şube Reisinin oğlu Vasfınin kendisiyle pek gezmek istemediğini, Alanyalı Kâ-zım ın dükkânına gittiği zaman, eskisi kadar riayet görmediğini sezerdi.