Kelimeler: şeye
Şeye kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?
1. Şimdi gözlerini kaparsa hiçbir şeye yanmayacaktı.
2. Sonra, aman Yarabbi, her şeye ne kadar çabuk inanıyordu?
3. Bir şeyler yapmak, artık her şeye bir son vermek lazımdı.
4. Fakat artık dünyada bir tek şeye inanıyorum: O da tecrübe.
5. Hiçbir şeye inanamıyor ve kendini hep korkulu bir rüyada sanıyordu.
6. Kaymakam nihayet başka bir şeye karar vermiş gibi ısrarı kesti.
7. Ben her şeye dayanırım ama, böyle bir şey yapanların ettiklerini yanlarına komam.
8. Bu manasız ve yabancı hayatta bir tek şeye hakikaten sarılmış, hakikaten inanır gibi olmuştu.
9. Burada, önlerinde ağaçsız bir saha bulunduğu için, bakışları hiçbir şeye takılmadan ufka kadar uzanabiliyordu.
10. Yalnız bir şeye aklım ermiyor: Şakir; zevkinde, safasında bir serseriydi; evlenmek aklına nereden geldi acaba?
11. Kapıda durup aptal gözlerle sokağa veya evin üst katma doğru bakıyor ve hiçbir şeye karar vermeyerek bekliyordu.
12. Lif ve sabun tedarikinden, müezzine haber vermeye kadar her şeye Hasip Efendi koşuyor, bir taraftan da kadınları susturmaya uğraşıyordu.
13. Anasıyla babası arasında da kavga olurdu ama, bunlara kavgadan ziyade babasının herhangi bir şeye kızıp acısını anasından çıkarması demek daha doğruydu.
14. Onun birkaç sene evveline kadar mektep kitaplarından, birkaç seneden beri de patates, yahut zeytinyağı fiyatlarından başka bir şeye aklı ermediğini düşündü.
15. Bu anda bütün hayatıyla, bütün muhitiyle, bütün dünya ile hesap kesiyor ve bu hesaplaşma, şimdiye kadar her şeye baş eğdiği nispette korkunç oluyordu.
16. İçleri zaman zaman parlayan ve etrafındaki canlı cansız her şeye, bırakmak istemezmiş gibi sarılan bu gözlerden, şimdi soluk bir renk almış olan yanaklara doğru, birkaç damla yaş süzüldü.
17. Bekirin bu işten vazgeçmeyip bilakis daha fazla üstüne düşmesi, ondaki bu arzunun geçici bir heves olmadığını gösteriyordu, Bu kadar kuvvetle bir şeye sarılan bir adamın, zamanla kendini ıslah etmesi, hiç de olmayacak şey değildi.