Kelimeler: yakın
Yakın kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?
1. Şek ile yakın zail olmaz!
2. En yakın gördüğü birisine doğru ilerledi.
3. Yalnız, Yusuf un sözünü bitirmesine yakın, yüzü kıpkırmızı oldu.
4. Bu işte bir oyun olması ihtimalini en akla yakın buldular.
5. Yakın komşularda olsalar muhakkak Yusuf un geldiğini mahalle çocuklarından duyup gelirlerdi.
6. Çok uzaklarda, ufka yakın bir yerde, tamamen sislere gömülü Midilli adası vardı.
7. Burada alışveriş ezana yakın başlar ve ondan evvel dükkâna pek az kimseler gelirdi.
8. Şakir kapıya yakın bir masaya gitti, tahta iskemleyi külhanbeyce bir tavırla çekip altına aldı.
9. Sol omzunda, boğazına yakın bir yerde kan pıhtıları birikmiş ve elbisesini, ta aşağılara kadar boyamıştı.
10. Daha ileride, kahve ocağına yakın bir yerde, dört, beş at cambazı küçük mikyasta bir kavgaya başlamışlardı.
11. Memuriyetle dolaştığı muhtelif şehirlerdeki birkaç cana yakın dost ile yaptığı içki âlemleri bugün bile tekrar istenilecek şeylerdendi.
12. senesi sonbaharında ve yağmurlu bir gecede Aydının Nazilli kazasına yakın Kuyucak köyünü eşkıyalar bastılar ve bir karı kocayı öldürdüler.
13. Edremite döndükten bir hafta kadar sonra Kaymakam evde yakın dostlarına bir rakı içirdi ve kadınlar üst katta kendi aralarında eğlendiler.
14. Güneş olmadığı halde ortalık o kadar aydınlık ve temizdi ki, Salâhattin Bey, karşı dağların sislere yakın yerlerindeki köyleri bile seçiyordu.
15. Evleri Kurşunlu Cami ye yakın olanlar ise, bu caminin minaresinde elinde saatle bekleyen ve vakit gelince topçuya işaret veren müezzin Sarı Hafıza bakarlardı.
16. On seneye yakın bir müddet aynı yerde kalan ve hemen hemen kimseyi kendine düşman etmeyen bu adama karşı Edremit halkı son ve içten bir alaka göstermek için yığın yığın toplanmıştı.
17. Yusuf onun uzun parmaklı, ince ve sarıya yakın beyaz ayaklarına dalar, senelerden beri türlü köselelerin içine girip çıktığı halde bunların nasıl olup da, bir tüyle bile dokunulmamış kadar ince derili, muntazam ve güzel kaldığına hayret ederdi.