Kelimeler: yağmur

Yağmur kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


1. Şakır şakır yağmur Yığıyordu.


2. Herhalde şimdi oraya yağmur yağıyordu.


3. Kirpiklerinden yanaklarına yağmur suları süzülüyordu.


4. Dışarda, yağmur sularının altınsırtında gocuğu ile Hacı Etem göründü.


5. Hafif yağmur çiseliyor ve yoldaki araba tekerleği izlerini dolduruyordu.


6. Hafiflemiş olan yağmur tekrar hızladığı için Yusuf bu çınarlardan birinin altına sığındı.


7. Dışarda yağmur biraz daha artmıştı ve tavandan gelen boğuk sesler daha hızlanmış ve daha çabuklaşmıştı.


8. Dışarda yağmur damlalarının boğuk sesi arasında bir ayak tıpırtısı peyda oldu, kapıya yaklaştı ve hızlı hızlı vurdu.


9. Ocakta çorba pişirmeye çalışan kadının tıpırtısından başka bir ses yoktu; bir de toprak dama düşen yağmur damlalannm boğuk sesi...


10. Siyah kuzu derisi kalpaklarından (ve doktorun fesinden) renkli yağmur suları süzülüyor, şakaklarında garip şekiller çizdikten sora çenelerinin altında birleşerek göğüslerine damlıyordu.


11. Bulutların göstermediği bir ay ortalığa pek hafif bir ışık dağıtıyor ve iri yağmur damlaları derenin yuvarlanan sularına düşerek orada küçük ve hemen kaybolan halkalar bırakıyordu.


12. Yolun iki tarafındaki ıslak söğüt ve hayıt ağaçlarına düşen yağmur damlaları hafif, melankolik bir tıpırtı çıkarıyor, atların kumlu yolda intizamsız izler bırakan ayaklan gıcırtılı ve ezik sesler veriyordu.