Kelimeler: yüksek
Yüksek kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?
1. Dizginleri yakalayarak yüksek Çerkeş eyerinin üstüne atladı.
2. Bulundukları yer iki dağın arasında, oldukça yüksek bir geçitti.
3. Muazzez ise odanın boyunca uzanan yüksek sedirde, elinde dikişiyle, uyuklamakta idi.
4. Yere atladı ve kenardaki yüksek yaya kaldırımına çıkarak hızlı hızlı yürüdü.
5. İri ve yüksek çamların yukarılarında kıpırdamalar oluyor, bir sincap daldan dala atlıyordu.
6. Kapıdan girince sağ tarafta bir yük, onun biraz ötesinde yüksek bir konsol vardı.
7. Bazen parmaklar iyi şakırdasın diye toprağa sürülüyor ve ağızlarından bir sarhoş geğirmesini müteakip yüksek perdeden bir nara fırlıyordu.
8. İşte Şakir, içlerine düşeceğini sandığı mahpusları, iç avlu ile nizamiye kapısını birbirinden ayıran yüksek tahta parmaklığa yüzlerini dayayarak sessiz sessiz dışarı bakışırlarken gördü; bu da ancak bir hafta sürdü.