Kelimeler: salâhattin
Salâhattin kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?
61. Meğer kendisine 46 yaşında ihtiyarlamış gözüyle bakılan hasta Salâhattin Bey bu evi ne kadar çok dolduruyormuş?
62. Nihayet bir gün Salâhattin Bey, işi Yusufa açtı; bir akşam yemeğinden sonra onu bir kenara çekerek:
63. Oldukça serin bir kış gecesi Salâhattin Bey, Ceza Reisi ve birkaç avukat, Hulusi Beyin evinde toplanmışlardı.
64. Salâhattin Bey bu gibi sözlerin ona teselli vermekten uzak olduğunu ima eden bir tavırla başını salladı.
65. Salâhattin Bey bu tavsiyelere riayet ettiği halde kısa zamanda ve pek belli şekilde çökmekten geri kalmadı...
66. Salâhattin Beyin evi Bayram Yeri dedikleri semtte, yabancı memurların oturduğu Rum mahallesi ve Aşağıçarşı taraflarından uzaktaydı,
67. Salâhattin Bey, üç yüz yirmi liranın ödenmesinin sinirlerine verdiği gevşeklik içinde, her şeyle alakasını kesmiş gibiydi.
68. Salâhattin Bey, vücudunun her tarafından kalbine doğru bir mayiin, gençleştirici, kuvvet verici bir şeyin koştuğunu hissetti.
69. Sonra, merakının ancak Salâhattin Bey tarafından giderilebileceğine, onun her şeyi anlatacağına dair içinde bir kanaat beliriyordu.
70. Hulusi Beyin gözleri Salâhattin Beye merhamet ve imkânsızlık içinde bakıyor ve Hilmi Beyin gözleriyle karşılaşmamaya gayret ediyordu.
71. Onlar da sinirlerinin uzun süren bir uyanıklığını dinlendirmek için Salâhattin Bey gibi, manevi bir uykuya dalmışa benziyorlardı.
72. Salâhattin Bey bu sırada Yusuf un kendisini dinlemeyerek perdenin püsküllerini saç örgüsü gibi örmekle meşgul olduğunu gördü.
73. Salâhattin Beyin yarı açık gözlerinden yanaklarına doğru yaşlar süzülüyor ve bunlar, henüz sıcaklığını kaybetmeden, kızının eline damlıyordu.
74. Salâhattin Bey odasına gidince uzun uzun düşünerek bu iki günün vukuatını birbirine bağlamaya, onlara mana vermeye çalıştı.
75. Salâhattin Bey otuz yaşına kadar gençliğinin ve içindeki sönmez görünen eneğinin yardımı ile hürriyetini ve benliğini koruyabildi.
76. Şahinde minderin üstüne büzülmüş oturuyor, mahallenin çocuklarından birini çağırıp :hükümete göndermeyi, Salâhattin Beye haber verdirmeyi akıl edemiyordu.
77. Salâhattin Bey daha fazla dayanamadı; yerinden kalkan ve odadan dışarı gitmek isteyen Yusuf u kolundan tutup hızla çekti.
78. Salâhattin Bey de Yusuf un ne kadar üzüldüğünü seziyor ve bunun sebeplerini bir dereceye kadar tayin de ediyordu.
79. Salâhattin Beyin ölümünden sonra kaymakamlık işlerine on beş gün kadar, en kıdemli memur olan tapu müdürü vekâlet etti.
80. Salâhattin Bey rakının tesiriyle kendini şaşırmış, cebindeki bütün parayı verdikten başka Hilmi Beye de elli altın kadar borçlanmıştı.