Kelimeler: müthiş

Müthiş kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


1. Onu müthiş göreceği geldiğini hissediyordu.


2. Buraya gelmiş olduğuna şu anda müthiş pişmandı.


3. Sonra müthiş bir gayret sarfederek kesik kesik:


4. Yüzünü birdenbire müthiş bir ıstırap ifadesi kapladı.


5. Karısının uyandığı zaman kendisine müthiş şeyler söyleyeceğinden korkuyordu.


6. İçinde sadece müthiş bir korku ve tükenmez bir bekleyiş vardı.


7. Evvela bir korku, sonra müthiş bir acı onun çocuk yüzünü kapladı.


8. Müthiş bir güneş ortalığı kavuruyor ve cırcır böcekleri feryatlarını mütemadiyen arttırıyordu.


9. Yarabbi, o gece ile bu gece arasında ne müthiş fark vardı.


10. Atlar bilekleri kadar kuma batıyorlar ve ter içindeki vücutlarını müthiş bir gayretle geriyorlardı.


11. Fakat insanlar, deminki müthiş sıcağın gevşekliğini henüz üzerlerinden atamadıkları için, sokuldukları yerden çıkamıyorlardı.


12. Yusuf işin ehemmiyetini tam manasıyla kavramamakla beraber, ortada müthiş bir şey olduğunu seziyordu.


13. Şimdi o, kendisine bu kadar uzak bulduğu bu dünyada, ne kadar müthiş azaplar çekiyordu!


14. Yusuf arabanın kapısında, kolları içeride ve başı müthiş bir yorgunlukla Muazzeze yaslanmış, hiçbir şey söylemeden bekliyordu.


15. Kaldırımlarda müthiş bir gürültü çıkararak ilerleyen yaysız arabada adamakıllı sarsılarak Çayiçini ve Bayram Yerini geçti; evine geldi.


16. Muazzeze dair içinde uyanan ve şuuruna varan his, onun kendisinden koparılması ihtimaline karşı duyduğu müthiş bir acı oldu.


17. Derhal etrafındakileri dirsekleriyle iterek olduğu yerde serbestleşti, sonra başını yukardan aşağıya ve sağdan sola gezdirerek müthiş bir nara attı.


18. Uzun senelerin, içinde biriktirdiği dertleri döktüğünü sanıyor ve şu anda göğsünde hıçkıran kızına karşı müthiş bir sevgi ve merhamet duyuyordu.


19. Bu düşünce içini bir kurt gibi kemiriyor ve genç adam, dizginlere asılarak gerisin geriye dönmemek için, nefsiyle müthiş bir mücadelede bulunuyordu.


20. Kapakları birer kelebek kanadı gibi çırpınan bu gözler, bu biraz aşağı sarkarak titreyen dudak ve bu bir çiçek kadar taze yüz ona müthiş bir hüzün verdi.