Kelimeler: kenara

Kenara kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


1. Bir kenara çekilen Kaymakam, Muazzeze:


2. Boş torbalar bir kenara yığılmış duruyor, sadece bir bulgur torbası, yarı açık, ortada kabarıyordu.


3. diye bağırıştılar ve çocuklarını kollarından tutup kenara çektiler.


4. Nihayet bir gün Salâhattin Bey, işi Yusufa açtı; bir akşam yemeğinden sonra onu bir kenara çekerek:


5. Akşamlan bu havuzun kenanna bir tahta masa çıkanlır, üzeri patlıcan salatası, balık tavası vesaire ile donatılır, rakı şişeleri bir kenara dizilirdi.


6. Fakat Alilerin evinde nişan hazırlığı başlamış, hatta nişanda gönderilmesi âdet olan baklava tepsisini örtecek kırmızı gaz boyaması bile bir kenara ayrılmıştı.


7. Yusuf hep ileri bakmakta ve kenarlardaki ağaçların daireler yaparak uzaklaştığını, yolda rastgeldiği köylülerin telaşla eşeklerini bir kenara çektiklerini fark etmemekte idi.


8. Yusuf lambanın sönmeden evvel verdiği dalgalı ve kırmızı aydınlıkta, karşı sedirde oturan Şakirin cebinden tabancasını çıkardığını görmüş ve kendisi de kamçıyı bir kenara fırlatarak gocuğunun cebinden Nagantını çekmişti.


9. Hulusi Bey, Yusufu içeri çağırdıktan sonra iskemlesini biraz kenara, üzerinde düstur ve mecelle ciltleri bulunan bir rafa doğru çekti, Yusufa da karşısındaki kanepeyi gösterdi, sonra havadan bahseder gibi sordu: