Kelimeler: karşısında
Karşısında kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?
1. Yusuf hiç beklemediği bu sual karşısında bir müddet durakladı, sonra:
2. Anakız, beklemedikleri bu sözler ve sualler karşısında biraz, cevap vermeden durdular.
3. Bu karşısında ağır ağır yemek yiyen adam, bütün o sözlerin hulasası idi.
4. Hulusi Beyin tam karşısında, bir ihtar gibi, fevkalede güzel bir talik ile yazılmış:
5. Gözlerini açıp etrafına bakındı: Karşısında perişan bir tavırla titreyen karısından başka bir şey göremedi.
6. Çaresiz bir şey için, hem de bu kadar şehirlinin karşısında teessür göstermek herhalde izzetinefsine dokunuyordu.
7. Şahinde bir felaket saydığı bu hadise karşısında korkusundan ağzını açmıyor, kızıyla olsun, damadıyla olsun pek az konuşuyordu.
8. Daha kendini toparlamaya vakit bulamadan karşısında bir alevin parladığı gördü ve sağ kulağının dibinden vınlayarak geçen kurşun arkasındaki duvara saplandı.
9. Kocasıyla arasındaki mesafeyi sislendiren bulutlar yavaş yavaş kayboldular ve Yusuf karşısında her zamankinden daha büyük ve daha vazıh olarak durdu.
10. İlk zamanlarda rica ve kandırma yolu tutan bu adamların sözleri Salâhattin Beyin mütemadi redleri karşısında yavaş yavaş bir tehdit kılığı alır oldular.
11. Her tarafı titriyor ve şu anda ölüm karşısında ürperen bütün dirilerin tercümanı olan Sarı Hafızla, bahçedeki ölü arasında cereyan eden mükâlemeyi dinleyerek dehşete düşüyordu.
12. Hatta şimdi karşısında ağır ağır kuskus pilavı çiğneyen ve eliyle ağzına biber turşusu götüren babasının hayatı da ötekilerden farklı değildi ve o da Yusuf a bomboş ve korkunç görünüyordu.
13. Maktul Ali ile müvekkilim, birbirlerine düşman olmak şöyle dursun, bir tehlike karşısında birbirlerini kurtarmak için ölmeye koşacak kadar samimi ve fedakâr iki dosttular, diye söylenmesini sonuna kadar dinlemek mecburiyetindeydi.
14. Memleketi asıl idareleri altında bulunduran bu adamların karşısında bir hükümet memurunun ne kadar az kıymeti olabileceğini; bir kaymakamın, aşağı yukarı, kendisine itibar edilen, fakat işlerine engel olmaya başlayınca derhal tüydürülen bir kukla olduğunu bildiği için, vaziyetten tamamen ümidi kesmiş gibiydi.