Kelimeler: kıza

Kıza kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


1. Ne yapıyorlardı bu kıza?


2. Yusuf, kadının yanındaki kıza baktı.


3. Aşkolsun kıza, ne biçim kız bu, ben hiç görmedim.


4. Kendisini hiç düşünmeyecekti, fakat bu kıza ne kadar azap çektiriyorlardı?


5. Yusuf odanın bir köşesine çekilip yataktaki kıza uzun uzun baktı.


6. Bu sefer kıza olsun> kadına olsun, çabuk çabuk, gözlerini kırpıştırarak bakıyordu.


7. Sebebini bilmediği halde, bu kıza karşı içinde bir kızgınlık var gibiydi.


8. Yusuf un gözleri tekrar kıza ilişince onun hep kendisine baktığını gördü.


9. Kıza yazık ederseniz ben dayanamam.


10. Bu kıza bir zamanlar yan bakmasına müsaade edilmemişti ve bugün onu saatlerce hırpalıyor, kucağına alıyordu.


11. Sonra ismi bu kadar çok geçen, uğruna vukuat çıkan bir kıza pek iyi bir gözle bakılmıyordu.


12. Yusuf genç kıza, arabaya bitlerken, yardım etti; yan kapıların muşamba perdelerini kapattı ve kendisi ön tarafa atladıktan sonra:


13. Yusuf un kafası zonk zonk atıyordu, fakat hep o kendine hâkim tavrıyla, yalnız daha sıcak, genç kıza sokuldu:


14. Fakat Yusuf onun boynuna sarılacağı, yüzünü gözünü öpeceği yerde, yanından geçerek kapıya gitti, orada arkasına döndü, kendisine hayretle bakan kıza:


15. Yusuf ara sıra lakırdıyı bırakıp küçük kıza doğru bakınca kız da başını ona kaldırır, güler, fakat ayağını bir taşa çarparak derhal yüzünü buruşturur, önüne bakmaya mecbur olur, böylece Yusuf u güldürürdü.


16. Yüzü sarı ve bakışları üzücü olan bu kıza karşı neler hissetmiş olduğunu bir türlü tahlil edemeyen Yusuf, onu her hatırladıkça tekrar üzülüyor ve halledilmemiş bir ukdenin peşinde koşan dimağının yorulduğunu hissediyordu.


17. Muazzezin sarhoş halinde bile kendini Kaymakamm batıcı buselerinden kurtarmaya uğraştığını gördükçe, bir zamanlar hakikaten sevmiş olduğu bu kıza karşı bir parça merhamet duyar gibi oluyor, fakat arka arkaya gelip onu bir hayli üzmüş olan hadiselerin hatırası, içinde yerleşen bir hiddet ve artık her şeyin bitmiş ve tamir edilecek halden çıkmış olduğu düşüncesi, onu derhal soğuk ve lakayt haline döndürüyordu.