Kelimeler: hulusi
Hulusi kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?
21. Fakat Edremiti bırakıp gitmelerine imkân olmadığını söyleyince Hulusi Bey fikrini değiştirmiş, sözü başka taraftan açmıştı.
22. Kaymakam diğerlerinin kâğıtlarını da, bir kere göz bile gezdirmeden, imzaladıktan sonra yavaşça Hulusi Beye döndü:
23. Yusuf babasının ölümünden beri Hulusi Beyi görmemiş, cenaze günü ise, ancak bir iki kelime konuşmuştu.
24. Oldukça serin bir kış gecesi Salâhattin Bey, Ceza Reisi ve birkaç avukat, Hulusi Beyin evinde toplanmışlardı.
25. Hulusi Beyin gözleri Salâhattin Beye merhamet ve imkânsızlık içinde bakıyor ve Hilmi Beyin gözleriyle karşılaşmamaya gayret ediyordu.
26. Kaymakam önündeki kâğıda titrek bir imza attı ve Hacı Etem gözlerini Hulusi Beyinkilerle karşılaştırmamaya çalışarak süratle çıktı.
27. Yusuf bunu pek güzel hissediyor ve dayanılmaz bir tecessüsle, Hulusi Beyden asıl söylemeye hazırlandığı şeyi sormak istiyordu.
28. Avukat Hulusi Beyin pek sıkı fıkı ahbabı olmadığına göre, onun bu tesadüfi gibi görünen ziyareti pek de manasız sayılamazdı.
29. Hele Hulusi Beyin ağzından kaçırdığı imalı bir laftan, evdekilerin Hilmi Beylerle tekrar münasebete geçtiklerini ve onlara gidip geldiklerini anlayınca büsbütün şaşırdı.
30. Hulusi Beyin bu havadisten memnun olacağını tahmin etmişti, halbuki o sadece düşünceli düşünceli başını salladı, tıpkı Hasip ve Nuri Efendiler gibi:
31. Yusuf bir gözünü hafif kapayarak bu ayaklardaki toma halkalarını seyrediyor ve bir taraftan da Hulusi Beyin kendisini buraya neden çağırdığını merak ediyordu.
32. Hulusi Bey, Yusufu içeri çağırdıktan sonra iskemlesini biraz kenara, üzerinde düstur ve mecelle ciltleri bulunan bir rafa doğru çekti, Yusufa da karşısındaki kanepeyi gösterdi, sonra havadan bahseder gibi sordu:
33. Gerçi hiç kimse ona açıktan açığa bir şey söylemiyordu, fakat Hasip ve Nuri Efendilerin kendisine karşı takınmaya başladıkları tavır, avukat Hulusi Beyin birçok şeyler söylemek isteyip bir türlü söyleyemeyen hali, Yusuf un birdenbire gözüne batmaya başlamıştı.