Kelimeler: herhalde

Herhalde kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


21. Fakat herhalde kızı yirmisine kadar evde tutup kocakarı yapmaya niyetin yoktur.


22. Herhalde, bu harp vaziyetinde, bir mülkiye amirinin geniş salâhiyetini onlara hissettirmek niyetindeydi.


23. O zaman karısı adamakıllı ortaya düşer ve herhalde Yusuf a dua etmezdi.


24. Yalnız Şakirin ne mal olduğunu öğrenirse herhalde adını bile anmaz, değil mi?


25. Bir şeydir başımıza gelmiş, kader böyleymiş deyip çekeceğiz, herhalde sonunda bir hayır vardır.


26. Hulusi Bey in onu buraya çağırışının sebebi herhalde yalnız bu nasihatleri vermek değildi.


27. Ne tarafından düşünülürse düşünülsün, tahsildarlık herhalde bu Allahın belası tahrirat kâtipliğine tercih edilirdi.


28. Ben sana şimdiye kadar açmadım ama, sen herhalde dışardan duymuşsundur: Hilmi Beyin oğlu Şakir!..


29. Tam çıkıp giderken karanlıkta birisi fırlayıp bir bıçak soktu; herhalde herif, Yusuf Ağayı benzetti.


30. Çaresiz bir şey için, hem de bu kadar şehirlinin karşısında teessür göstermek herhalde izzetinefsine dokunuyordu.


31. Şehrin zengin ve asil bir ailesinin oğlu, herhalde reddedileceğini düşünerek babasını böyle yollara sevketmiş olamazdı.


32. Bu Kaymakam sütü temiz bir insana benzemez ama, bu sefer bir iyi tarafına rast geldi herhalde!


33. Kendisine karşı bazen pek edepsizleşen kadına: Karı kısmının sözüne bakıl maz, herhalde senin akim pek yerinde olmamalı!


34. Hele Yusuf haylazlık edeceğine senelerden beri bir baltaya sap olmuş olsa, veya Muazzeze göz koymayıp kızı Şakire verseydi, vaziyetleri herhalde başka türlü olurdu.


35. Hiçbir iş tutmayan ve boşta gezen bu evlatlığa yüz suyu dökmektense, aslan gibi bir damat bulup köşeye kurulmak herhalde çok daha akıllı işiydi.


36. Kendi dili ile bu insanların dili arasında herhalde pek büyük farklar olacaktı, onlar Yusuf un sözlerinden bir şey anlamayacaklar ve o, anlattığı ile kalacaktı.


37. Muazzezin uzun zaman geri dönmediğinin farkına varan Meliha üzüm yemeyi bırakarak içeri koştu ve Şahindeye Yusuf un gelip Muazzezi çağırdığını ve herhalde beraber gittiklerini söyledi.


38. Bu buruşuk yüzlü ve her sene budanmaktan şeklini kaybetmiş eğri büğrü ağaçlar, uzun bir hikâyeyi anlatan garip şekilli harfler gibiydi ve herhalde Yusuf bunların dilinden anlıyordu.


39. Kübranm yatağının üst tarafında, duvarda bir delik ve bu delikte kireçle sıvanmış bir cam parçası vardı: Herhalde bu, pencere vazifesini görecekti; fakat içerisi görünmesin diye sıvanan kireç, ışığın da pek azını içeri bırakıyordu.