Kelimeler: gözleri
Gözleri kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?
21. Bu sırada gözleri, masanın kenarında duran iri Smith Wesson tabancaya ilişti.
22. Yusuf un gözleri tekrar kıza ilişince onun hep kendisine baktığını gördü.
23. Konuşamıyor ve gözleri, derdini anlatamayan bir çocuk çırpıntısı ile, kızına koşmak istiyordu.
24. Sağ eliyle kalbini bastırmakta ve gözleri dışarı fırlayarak, ara sıra öğürmekte idi.
25. Onun ocağa doğru eğilip, bir türlü ateş almayan odunları, gözleri yanarak üflediğini görüyordu.
26. Şakirin biraz evvel açılmayan gözleri şimdi yusyuvarlaktı ve biraz dışarıya fırlamış gibi görünüyordu.
27. Yavaş yavaş, gözleri alıştıkça, arka taraftaki keçelerin arasına sokulmuş bir şekil fark etti.
28. İçerisi ve kenarları kanlanan gözleri etrafa bakıyor, fakat hiçbir şeyin farkında değilmiş hissini veriyordu.
29. Mutad merasimle meşgul olan ve eve girip çıkan ihtiyar Hasip Efendinin gözleri bir aralık ona ilişti.
30. Çünkü bakışları ne zaman karşılaşsa ilk akıllarına gelen şey müşterek felaketleri oluyor ve ikisinin de gözleri yaşarıyordu.
31. Hafifçe aralanan gözleri ara sıra babasına ve Yusuf a çevriliyor, fakat onlarda yatmak alametleri görmeyince tekrar kapanıyordu.
32. Hulusi Beyin gözleri Salâhattin Beye merhamet ve imkânsızlık içinde bakıyor ve Hilmi Beyin gözleriyle karşılaşmamaya gayret ediyordu.
33. Babasının kendisine dikilen ve git diyen gözleri aynı zamanda mukavemet edilemeyecek bir şiddetle onu çekiyor, uzaklaşmasına mani oluyordu.
34. Koyu zeytin yapraklarını bile şeffaf yapan bir aydınlık vardı: Gözleri kör eden, etrafı birbiriyle kaynatan, karıştıran bir aydınlık...
35. Başından sarkan tüllerin altında, ince ince beline kadar uzanan saçları, vücudunun hareketlerine uyarak sallanıyordu; yarı kapalı gözleri hep yerdeydi.
36. Akşama kadar belki beş altı veresiyeciyi deftere yazmayı unuttu ve düşüncelerinin sonunda birkaç kere gözleri yaşardı: Bazen tatlı, bazen acı hayellerle...
37. Yüzü korkunç bir hal alıyor, kuru gözleri patlayacak kadar dışarı fırlıyor ve çamur içindeki elleri asabi hareketlerle Muazzezin soğuk vücuduna sarılıyordu.
38. Ah, ölmeden evvel evladının namuslu birine vardığını görse ve gözleri arkada kalmasa, o zaman bu yorgun hayattan aynlmayı, hatta biraz isteyecekti de...
39. Yusuf annesiyle konuşurken, gözleri Kübraya iliştikçe başını çevirmiş ve üzerinde her zaman garip bir tesir yapan bu kızın mevcudiyetinin farkına varmamaya çalışmıştı.
40. Başka türlü olsa kendini bu kadar kaybetmez, dalgın gözleri, zaman zaman kocasına iliştikçe böyle çırpınmaz ve Yusuf a sarılan kolları bu kadar hummalı titremezdi.