Kelimeler: gözünün
Gözünün kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?
1. Bunları gözünün önüne getirince Yusuf: Hükümetteki işi bırakırım!
2. Ali gözünün önüne geldi ve dudakları yarı merhamet, yarı istihfaf ile büküldü.
3. Boş teldolap, boş torbaların yığıldığı yeşil sandık gözünün önüne geldi: Ah, nasıl oldu?
4. Nihayet onun da sustuğunu görünce gözünün birini kapayıp başını sallayarak: Ne var, ne yok?
5. Senelerden beri aklına getirmek istemediği hadiseleri ve manzaraları bu kadar canlı olarak gözünün önünde görmek, Yusuf a o zamana kadar duymadığı cinsten bir üzüntü verdi.
6. Yusuf ortadaki bakır sahandan kuskus pilavı alıp ağzına atarken, o günkü hayatını gözünün önüne getiriyor ve tozlu bir odada, mürekkep lekeli bir masanın başında mutlak surette boş oturmanın hiçbir suretle müdafaa edilemeyeceğini hissediyordu.
7. Resmi işlerini uzun senelerin verdiği itiyatla yapıyor, bunların bir kısmını, pek bunalırsa, tahrirat kâtibine bırakıyor ve eve gidip sokak üstündeki loş odanın bir minderine uzanıyor ve hayatını teşkil eden boş seneleri gözünün önünden geçiriyordu.