Kelimeler: gördüğü
Gördüğü kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?
1. Gördüğü manzaradan bir şey anlayamadı.
2. Gördüğü manzara onu hiç şaşırtmadı.
3. En yakın gördüğü birisine doğru ilerledi.
4. Fakat Yusuf un bu tarafta bir şey gördüğü yoktu.
5. Çünkü, artık beni gördüğü yerde öteme berime dokunmuyor, yalnız kötü kötü bakıp geçiyordu...
6. Bir müddet evvel yatakta uzandığını gördüğü harap ve yorgun insanla bunun hiçbir alakası yoktu.
7. Hürmet ve takdir hisleri beslemediği, hatta tepeden baktığı ve küçük gördüğü insanları nasıl sevebilirdi?
8. Alt katta, sokak üstündeki odada yeni peyda olduğunu gördüğü bir masanın ne olduğunu sormuş, Şahinde de:
9. Belki kendine göre bir kızcağız da bulur, etrafında akıp gittiğini gördüğü hayat nehrine o da katılırdı.
10. Kendini diğer memurların hepsinden büyük gördüğü için, konuşurken hatta Ceza Reisi ile Müftünün ve Kadının bile yüzüne bakmamıştı.
11. Böyle olmasa Sarı Hafız da, pek dini bütün olmadığını bildiği ve camide ancak bayramdan bayrama gördüğü Salâhattin Bey için, bu kadar candan haykıramazdı.
12. diye bağırınca zihninden şimşek gibi bir şey geçti ve yalnız şimdi değil, bu eve geldiğinden beri, hatta ilk gördüğü günden beri Kübranın kendisine hep büyük ve şaşmaz gözlerle baktığını hatırladı.
13. Bu bolluğun İhsan ve Şakir gibi birkaç zengin ve hovarda arkadaştan çıktığı ve Etemin bunlara hem dalkavuluk ettiği, hem de eğlencelerine her iki cinsten mahluklar tedarik edip getirerek bazı ufak hizmetler gördüğü söylenirdi.