Kelimeler: filan

Filan kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


1. Böylelerine kız filan verilmez!


2. Ben öylesine kız filan vermem!


3. Fakat görünürde köy filan yoktu.


4. Aman beyim, ben oyun filan oynamam.


5. Peki, bırak da başörtümü filan alayım.


6. Ama ben onun takipte filan olmadığını bilirdim.


7. filan diye ters cevaplar vermenin sırası mı?


8. Hilmi Beylerin evinde orta işine filan bakıyorduk.


9. Senden intikam almak istemesine filan imkân yok.


10. Anneme de daha şimdiden hediyeler filan vermeye başladılar.


11. Bazen durup dururken koşup boynuma sarılıyor, yanaklarımı filan öpüyor.


12. Bu sefer de onu teskine filan çalışmayarak susmasını bekledi.


13. Yusuf kahveye filan gitmiyordu, ağızdan duyduğu şeyler de yarım yamalakı.


14. Eski hıncını filan bir tarafa bırak, bu işte bir fenalık görüyorsan söyle.


15. Kimseyi beğenmediğim yok, fakat ben Aliye filan gitmem, bunu da bilmiş olun!


16. Eğer kavga filan edip ayrıldınızsa niçin Yusuf un maiyetine girinceye kadar onların zeytinliğinde çalışıyordunuz?


17. Bu genç, uzun uzun düşündükten sonra, sübaplarda iltihaptan, daimi sükûnetten, tok kamına yatmamaktan filan bahsetti.


18. Demek sana şimdiden gelin gözüyle bakıp bilezikler filan veriyorlar!


19. Burada Allah filan da yoktu; ölen bir insana, ölümü bütün dehşetiyle duyan bir insanın hitabı vardı.


20. Daha perşembeden helva filan yaptınlir, cuma günü de fırına kâğıt kebabı veya güveç verilir, yahut çiğ et alınarak kırda pişirilirdi.