Kelimeler: doğru

Doğru kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


41. Kaymakam boynunu sağa sola ve öne doğru kımıldatarak ayılmaya çalıştı.


42. Müdafaanın sonuna doğru Reisin yanında oturan iki aza uyumaya başladılar.


43. Gece yarısına doğru Şahinde yanı başındaki yatakta boğuk öksürükler duyarak uyandı:


44. Kahveden çıktı ve sert adımlarla meydanın karşı tarafına doğru yürümeye başladı.


45. Biraz içeri doğru kıvrılmış olan parmakları yorganın kıvrımlarından birini yakalamış gibi duruyordu.


46. Bir müddet sonra etrafındakilerin yerlerinden kalktıklarını, camiye doğru yürüdüklerini gören Yusuf doğruldu.


47. diyen bir ifade alıyor, kaşının biri kalkıyor ve dudakları aşağı doğru çekiliyordu.


48. Etem, diğerlerini iterek öne doğru sokuldu ve Kaymakamın önüne bir kâğıt sürdü.


49. İçeriye doğru bir adım attı, fakat Yusuf u görür görmez derhal geriledi.


50. Matemini ortaya vurmadan tek başına yüklenecek ve yeni bir hayata doğru yürüyecekti.


51. Odanın öbür başına kaçıp sofaya doğru baktım: Sırıtıp gelen Şakir Beyi gördüm...


52. Sırtını ağaçtan ayırdı; derin bir nefes aldıktan sonra, kasabaya doğru yürümeye başladı.


53. Yusuf gözlerini odada şöyle bir gezdirdikten sonra içeri doğru bir adım attı.


54. Aklına doğru dürüst bir cümle gelmiyor ve perişan kelimeler dudaklarından teker teker dökülüyordu.


55. Duyduklarımın onda biri doğru olsa, böyle bir adama değil kız, selam bile verilmez...


56. Evvela karşısına doğru iki el sıktı ve sedirden aşağı bir şeyin yuvarlandığını duydu.


57. Fakat ne kadar doğru olursa olsun, Yusuf kendini o fikirlere tamamen yabancı buldu.


58. Fakat ortada gözle görülen bir şey olmadan üstüne belayı davet etmek doğru değildi.


59. Onun ocağa doğru eğilip, bir türlü ateş almayan odunları, gözleri yanarak üflediğini görüyordu.


60. Sarı tüylü ve iri kemikli parmaklarının tırnakları kısa, yassı ve öne doğru kıvrıktı.