Kelimeler: derin

Derin kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


1. Öteki susmakta ve derin derin düşünmekte devam ediyordu.


2. Üç kere kendini tutamadı, derin derin, of çekti.


3. Arabanın kapısına yaklaşmış olan Muazzezin koluna başını dayayarak bir müddet derin derin nefes aldı.


4. O kadar ki, birbirlerine söyleyecek tatlı sözler bile bulamıyorlar, sadece derin derin nefes alarak gülümsüyorlardı.


5. diye sorunca derin bir nefes aldı.


6. Ondan sonra içini derin bir merhamet kapladı.


7. Ortalık aydınlanmaya başlayınca derin bir nefes aldı.


8. Öğleye doğru oldukça derin bir çukur hazırladı.


9. Yarı tıkalı burun delikleriyle, bu kokuyu sonuna kadar içmek için, derin derin nefes alıyorlar ve ara sıra birbirlerine bakıyorlardı.


10. Yusuf derin bir nefes aldıktan sonra, kendi kendine söyleniyormuş gibi, sordu:


11. Sırtını ağaçtan ayırdı; derin bir nefes aldıktan sonra, kasabaya doğru yürümeye başladı.


12. Dere, bahçenin kenarından geçer ve çocuklar ellerindeki fıçı çemberlerinin keskin taraflarını vurarak, bir karıştan daha derin olmayan suda balık avlarlardı.


13. Burada pınar filan yoktu, kocaman bir ceviz ağacıyla, nisbeten genç iki çınar, dallarını birbirlerine yaslamışlar, derin bir uykudan uyanmak hülyaları kuruyorlardı.


14. Bir müddet sonra derin bir nefes aldı; karısını tekrar gocuğa sararak, incitmekten korkuyormuş gibi ihtimamla, çukura yerleştirdi ve yumuşak toprakları avuçlarıyla çabuk çabuk onun üzerine attı.


15. O kadar derin bir uykudaydı ki, ne, saatte bir koğuşa girip nöbet değiştiren candarmaların gürültüsü, ne de dışarda, kapının önünde dolaşan nöbetçinin, sokağın taşlarında çın çın öten, nalçalı ayakkabılarının sesi onu uyandıramıyordu.


16. Yalnız, ara sıra, karı koca kavga ederken, adeta kin ve istihfaf ile Şahindeye dikilen gözleri, Salâhattin Beye ilişince öyle yumuşaklaşır, öyle tatlı ve birçok şeyler söyleyen kıvılcımlarla dolardı ki, bunu gören bir adam, Yusuf un içerisinde bizimkilere hiç benzemeyen, bizimkilerden çok daha derin ve büyük birtakım hislerin bulunduğunu zannedebilirdi.