Kelimeler: biraz

Biraz kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


101. Şimdi içinde yaşamaya başladığı âleme nazaran Yusuf pek basit ve biraz sıkıcıydı.


102. Yolda Kaymakam, Yusuf u biraz daha aydınlattı: Evladım, bu sefer iş fena!


103. Babasının başını eliyle biraz kaldırdı ve mantarını dişiyle çıkardığı şişeyi onun burnuna yaklaştırdı.


104. Biraz da şaşkınlık ifade eden bu tebessüm ona daha esrarlı bir güzellik veriyordu.


105. Biraz ilerde, derenin bir parça genişleyip derinleştiği yerde mahallenin büyükçe çocukları ördek dövüştürürlerdi.


106. Biraz iyileşir iyileşmez derhal Edremite dönecek ve Muazzezi alarak herhangi bir yere gidecekti.


107. Ceza Reisi çok namuslu, hakperest bir adam olduğu halde, kumara biraz yüzü yoktu.


108. İlk günlerde biraz şaşıran Muazzez, yavaş yavaş kör bir gevşekliğin içine kendini bırakıyordu.


109. Kapıdan girince sağ tarafta bir yük, onun biraz ötesinde yüksek bir konsol vardı.


110. Sen bu vazifende kalırsan zeytinlikle tarlanın işlerine de bakarsın, biraz halimize yardımı olur.


111. Biraz bekledikten ve Yusuf un yüzüne dikkatle baktıktan sonra, kelimelerin üzerinde durarak tekrar etti:


112. Biraz sonra kapı çalındı ve karşıki komşu saatçi Rakım Efendinin yedi yaşındaki oğlu geldi.


113. Halbuki Yusuf kendine, biraz güçlükle de olsa, hâkim oluyor ve kafasını çatlatırcasına, çareler düşünüyordu.


114. Hilmi Beyin elleri süratle işlemeye başladı ve biraz sonra dokuzlu Salâhattin Beyin önüne düştü.


115. Hovardalıklarından, daha ziyade mazur gören bir teessüfle bahsederler, Biraz yaşlanınca uslanırlar, ne diyeceksin, delikanlılık!


116. Yukarı kata gelince biraz durdu, idareyi odaya mı götürsem, burada mı bıraksam diye düşündü.


117. Anasına bu kadar hücum etmekte, onu bu kadar haksız görmekte biraz ileri gitmiş olmaktan korktu.


118. Başı biraz sağa eğildi ve gözü namlunun hizasına gelince iki defa arka arkaya tetiği çekti.


119. Biraz daha ilerde, meydanın tam orta yerinde salıncaklar kurulmuştu ve asıl kalabalık, bunların etrafında idi.


120. Biraz yorulmuştu da, beyefendi, iki üç gün kalmak için rica etti, bendeniz de ses çıkarmadım!