Kelimeler: biraz
Biraz kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?
81. Başı biraz sağ tarafa çevrilmiş ve ak saçları tahtaların üzerine serilmişti.
82. Biraz daha yürüdükten sonra çivitli kireçle badana edilmiş olan ev göründü.
83. Biraz sonra bizim deli arabacı: Kübra, biz gidiyoruz, gel topla eşyaları!
84. Biraz yavaşlarsa kendine hâkim olamayıp geriye koşacağını hissediyor ve daha hızlanıyordu.
85. Bu bakışlarda hem hayret, hem sitem, hem de biraz dargınlık vardı.
86. Hatta Hilmi Beyin oğluna karşı biraz da çekingence bir hali vardı.
87. Köye gidip yattığının ancak dördüncü günü boğazı biraz düzelir gibi oldu.
88. Kübra biraz toplamış olmakla beraber, yüzünün hasta sarılığını hâlâ muhafaza ediyordu.
89. Ne yalan söyleyeyim, iş biraz ağırcaydı ama, kamımız tok, sırtımız pekti.
90. Yusuf a bir şey belli etmiyor ve bundan biraz da korkuyordu.
91. Yusuf bu tebessümden memnun olacağı yerde korktu, hatta biraz da tiksindi.
92. Zaten biraz yaramaz olan Muazzez, Yusuf olmasa evin altını üstüne getirebilirdi.
93. Biraz hızlanınca Şakir, dört tarafa çarpılır oldu, belli ki fena halde sarhoştu.
94. Biraz içeri doğru kıvrılmış olan parmakları yorganın kıvrımlarından birini yakalamış gibi duruyordu.
95. Biraz sonra, gocuğuna sıkıca sarılan Yusuf, atını dört nala kaldırmış, Edremite dönüyordu.
96. Bu çocuğu, biraz yılışık ve korkak olduğu için, pek aralarına almak istemezlerdi.
97. Cevizin koyu, acayip, biraz da artarların sattığı ıtriyata benzeyen bir kokusu vardı.
98. İzzet Beyin kirli sarı saçları, biraz daha koyu bıyıkları ve kaşları vardı.
99. Örgülerin uçları biraz çözülmüş ve kumral saçlar bir sırma püskül gibi dağılmıştı.
100. Pek sakin olmayan bir geceden sonra uyanınca hayatı biraz daha tatlı buldu.