Kelimeler: biraz
Biraz kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?
61. Hulusi Bey biraz düşündü: Burada sizin ne malınız var?
62. Karda kışta köyleri dolaşmak biraz güçtür ama, sana koymaz.
63. Muazzez şimdi karşısındakini biraz üzmek, onu anlamamış görünmek istiyordu.
64. O gün biraz tarhana çorbasıyla bir kâse yoğurt yiyebildi.
65. Şahinde işlerin bu kadar ileri gitmiş olmasından biraz şaşırmıştı.
66. Yusuf Kübra nın sarı yüzünü görünce biraz kendini topladı.
67. Ali ile Muazzez biraz ilerlediler, fakat Muazzez, ne olacağını biliyormuş gibi, biraz ötede, su muhallebisi satan bir serginin arkasında durdu, Aliyi de durdurdu.
68. Köşedeki camekânlı duvar dolabının ön sahanlığında birkaç kadeh, yarım karafa rakı, biraz pastırmalı yumurta ve biraz da turşu, uzun zamandır el sürülmeden bekliyordu.
69. Arabanın ağzını yarı yarıya kapayan Yusuf başını biraz sağa eğmişti.
70. Arabanın zeminini örten çulun altına sadece biraz kuru ot serpilmişti.
71. Biraz daha aşağılarda, arabacı dükkânlarının bulunduğu meydanda birkaç yaylı duruyordu.
72. Bir şey çıkmaz ama oğlum, sen biraz fazla kan kaybetmişsin!
73. Bu düşünceler onu Yusuf u biraz da küçük görmeye alıştırmıştı.
74. Bu korkunun arkasında daha esnafça düşünceler aramak biraz insafsızlık olurdu.
75. Dilinde biraz Rumeli şivesi vardı, fakat bunu belli etmemeye çalışıyordu.
76. Kadın biraz sonra gözlerini kolunun yenine silerek tekrar anlatmaya başladı.
77. Sen de böyle çocuk gibi düşünme de, biraz ağırbaşlı ol.
78. Yalnız bunu kendine itiraf etmek istemiyor, belki bundan biraz utanıyordu.
79. Hâlâ Yusuf a karşı içinde biraz korku besleyen Muazzez, böyle zamanlarda ona sessizce yaklaşır, yanına oturarak kocasının yüzüne merak ve biraz da endişe ile bakardı.
80. Anakız, beklemedikleri bu sözler ve sualler karşısında biraz, cevap vermeden durdular.