Kelimeler: bakan

Bakan kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


1. Yüzüne hayretle bakan Doktora:


2. Penceresi bahçeye bakan mutfak kapkaranlıktı.


3. Bakışları birkaç kere, kendisine sitemli gözlerle bakan Hulusi Beye tesadüf etti.


4. Hele şu yere bakan oğlan, şu Yusuf yok mu, onun hesabını da görecek zaman gelir helbette.


5. Boş sofranın başına, kendisine nispet verir gibi alaycı gözlerle bakan annesinin karşısına, tekrar oturmak ona pek acı geldi.


6. Fakat Yusuf onun boynuna sarılacağı, yüzünü gözünü öpeceği yerde, yanından geçerek kapıya gitti, orada arkasına döndü, kendisine hayretle bakan kıza:


7. Getirenler Yunus Ağa isminde ihtiyar bir pabuççu ile 35 yaşlarında, perişan kıyafetli bir kadın ve onun yanında mütemadiyen Yusuf un sarı çehresine bakan ve durmadan ağlayan hasta kılıklı bir kızdı.


8. Fakat odaya girenleri dehşet içinde bırakan ne bu bir miktar kan, ne de yorganın altında görünmeden kabaran bu iki vücuttu; onlar sedirin köşesinde diz çöküp oturan ve kendilerine sabit gözlerle bakan küçük bir çocuk görmüşlerdi.


9. Çocukluğundan beri hayatta en yakını olan Yusuf, her yerde, her zaman kendisine destek olan Yusuf ve nihayet o akşam kendisine o kadar içten bakan ve onu o kadar iyi anlayan Yusuf, şimdi Muazzezi hiç sebepsiz unutmuş olamazdı.


10. Damların yosun tutan ve kararan kiremitlerini nihayetsiz dut, erik ve iri yapraklı incir ağaçlan örtmeye çalışıyor, derelerin kenarını beyazımtırak yapraklarıyla uzun kavaklar, bazı yerlerde kopan bir şerit halinde ve yalnız kenar mahallelerde takip ediyor; bunların arasında belki yirmiden fazla minare, bembeyaz yükseliyor ve uzaktan bakan bir göze, tıpkı kavak ağaçları gibi hafif hafif sallanıyor hissini veriyordu.