Kelimeler: bırakıyordu
Bırakıyordu kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?
1. İlk günlerde biraz şaşıran Muazzez, yavaş yavaş kör bir gevşekliğin içine kendini bırakıyordu.
2. Bu üzüntü, onu yerinden kaldınp eşyasına baktıracak hale gelmeden, kayboluyor ve yerini boş bir gevşekliğe bırakıyordu.
3. Bu oyunda kazanılan paranın ortada tutulması şart olmadığı için, Etem aldığı san liraları cebine koyuyor ve önünde birkaç mecidiye bırakıyordu.
4. Yusufun kendisine karşı gösterdiği soğuk tavırdan doğan infial zamanla azalıyor, yerini, Yusuf un böyle yapışının sebeplerini anlamak isteyen bir meraka bırakıyordu.
5. Bulutların göstermediği bir ay ortalığa pek hafif bir ışık dağıtıyor ve iri yağmur damlaları derenin yuvarlanan sularına düşerek orada küçük ve hemen kaybolan halkalar bırakıyordu.
6. Son zamanlarda mektebi asıyor, devam ettiği zamanlarda ise bazı delikanlılarla beraber yaptığı rakı alemlerinden, kadın vakalarından bahsederek dinleyenlerin ağızlarını hayret ve gıpta ile açık bırakıyordu.
7. Kübranm yatağının üst tarafında, duvarda bir delik ve bu delikte kireçle sıvanmış bir cam parçası vardı: Herhalde bu, pencere vazifesini görecekti; fakat içerisi görünmesin diye sıvanan kireç, ışığın da pek azını içeri bırakıyordu.