Kelimeler: bütün
Bütün kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?
21. Bütün ev, zemini toprak bir odadan ibaretti.
22. Bütün mazisinde kendisine Ah, neden böyle yaptım?
23. O zamandan sonra bütün mahalle ondan çekiniyordu.
24. Şakir kendisine o gece hakkında sorulan bütün suallere:
25. Yusuf bütün vücudunun demir çemberlerle sarıldığını zannederek kımıldadı.
26. Bütün ağaç diplerini ve kuytu yerleri gözleriyle uzaktan araştırdı.
27. Bütün hadiseleri bilen Reis, Hami Beyin, muhakemenin tavanını gürleterek:
28. Bütün tarlaları, bahçeleri, hatta zeytin ağaçlarını teker teker tanıyordu.
29. Gözü, kapıda duran Yusuf a ilişince, bütün vücudu sarsıldı.
30. Ve bütün bunların etrafında çakıl taşlan ve kum vardı.
31. Yavaş yavaş bütün vücuduna bir hissizlik, bir donukluk yayılıyordu.
32. Yusuf bu evde olanları bütün teferruatıyla öğrenmek için yanıyordu.
33. Yüzünün bütün adaleleri gerilmiş ve şakakları ter içinde kalmıştı.
34. Bütün gününü evde yalnız geçirdiği için, kendi kendini dinlemeye alışmıştı.
35. Sonra dertlerine anasının ortak olmayışında da bütün kabahat onda mıydı?
36. Çünkü Şakirin katil olduğunu ispat edecek delillere mukabil, ortada daha büyük ve müsbet bir delil vardı ki, bu bütün şahit ifadelerini, bütün ithamları çürütüyordu.
37. Adeta bütün bu anlatılan şeyleri öceden biliyormuş gibi bir hali vardı.
38. Bayram Yeri Camiinin önüne kadar bütün duvar kenarları, çömelip oturanlarla doluydu.
39. dan atlayıp ayaklarını yere basınca bütün vücuduna iğneler batar gibi oldu.
40. Orada, o kanlı çukurda, şimdiye kadar geçen bütün hayatını görüyor gibiydi.