Kelimeler: annesi

Annesi kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


1. Elbiseleri hışırdayarak annesi geliyordu.


2. Kübra nın annesi de sokulmuştu:


3. Küçük hanımı annesi geldi aldı!


4. Annesi şaşkın gibi kızının üstüne koştu.


5. Annesi, bu yeni misafire çok itibar etti.


6. Bunları da Şakir Beyin annesi bana verdi!


7. Kübra nın annesi bir müddet tereddüt ettikten sonra:


8. Bir müddet evvel Alinin annesi Muazzeze görücü gelmiş, düşünelim, cevabını almıştı.


9. Annesi bu hususta ona bir şey söylemiyor, o da Yusuf a söylemek mecburiyetinden kurtuluyordu.


10. Kübra ile annesi evde tabii birer hizmetçi oluvermişler, diğerlerini kendilerine bu gözle bakmaya alıştırmışlardı.


11. Annesi bu sefer onu susturmak için kucağında hoplatarak odada dolaşır, sonra bahçeye çıkarak kızcağızı orada avutmak isterdi.


12. Annesi de onu mütemadiyen sözleriyle kolluyor, genç kadında herhangi başka bir şey düşünmek imkânı yavaş yavaş azalıyordu.


13. Böyle gecelerde Şakirin annesi ile Şahinde Hanım çok kere birbiri arkasına odadan çıkıyorlar ve uzun müddet görünmüyorlardı.


14. Buna mukabil Şakirin annesi son zamanlarda hiç gelmiyor, ihtimal ki Şahindelerin evinin son zamanlarda aldığı şöhreti şerefiyle mütenasip bulmuyordu.


15. Bir kere, madem ki annesi onunla beraberdi ve o her şeyi muvafık görüyor, hatta tertip ediyordu, artık kendisine söz düşmezdi.


16. Gündüzleri o ve annesi evde yokken biraz içini boşaltabiliyor, babasının, bir bohça içinde yüke kaldırılan elbiselerini ortaya çıkararak onları kokluyor ve gözyaşlarıyla ıslatıyordu.


17. Merdivenin altındaki bir tahta ambarın üstüne ilişen İhsanın annesi bile, hizmetçilere emir vermeyi bırakmıştı, tasvip eden gözlerle oyunu takip ediyor ve aslan oğluna layık bir gelin aldığını düşünüyordu.


18. Çamurlu, dar sokaklar; küçük bahçeli evlerinin önündeki hanay; tarlada çalışmaktan yorgun argın dönüp, dinlenmek için etrafına çatan babası; gününün çoğunluğunu alt kattaki toprak zeminli mutfakta bulgur taşını çevirmek, hamur açmak ve ateş yakmakla geçiren annesi, sanki karşısındaydı.