Kelimeler: şaşkın
Şaşkın kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?
1. Şaşkın şaşkın onun yüzüne baktı.
2. Yusuf evin içindeki bu anlaşılmaz hallere şaşkın şaşkın bakıyordu.
3. Şaşkın ve hâlâ sarhoştu.
4. Yusuf şaşkın bir halde doğruldu:
5. Annesi şaşkın gibi kızının üstüne koştu.
6. Yusuf biraz şaşkın bir tavırla başını sallıyordu.
7. Yusuf şaşkın ve sapsarı kapının önünde duruyordu.
8. Uykudan gözlerini uğuşturan bir delikanlı atları içeri avluya aldı ve yere indikten sonra ba- caklarını geren Kaymakama şaşkın şaşkın baktı.
9. Ter damlalarıyla ıslanan ince ve seyrek bıyıkları, arkadaşlarının önünde, şaşkın bir gülüşle sanki daha seyrekleşiyordu.
10. Rengi kaçmış dudaklarının kenarında şaşkın ve manasız bir tebessüm belirdi ve başını önüne çevirir çevirmez derhal silindi.
11. Şaşkın ve ağlamış gözlerle ara sıra etrafı süzüyor, fakat daha ziyade önüne bakarak, ihtimal bu sıkıntının biteceği dakikayı bekliyordu.
12. Bir şey yapmaya imkân yoktu: Oyunu bırakmak tekliflerini Salâhattin Bey şaşkın, fakat sert bir el işaretiyle reddetmiş ve Hilmi Bey de:
13. Şakir bütün çehresine yayılan pis bir sarhoş gülüşüyle yanındaki salıncağa, Muazzeze bakıyor, başının şaşkın hareketleriyle, iki tarafa uçan salıncağı takibe uğraşıyordu.
14. Yüzlerini kaplayan şaşkın bir tebessümle karılarına, analarına veda eden erkeklerin arkasından bütün evdekiler dövünüyor, ağlıyor ve nereye gideceklerini düşünüyorlarmış gibi kendilerine metin olmalarını tavsiye eden erkeklerin birdenbire gözleri bağlandı sanarak, onlara karşı, daha ziyade bir çocuk için hissedilen bir merhamet duyuyorlardı.