Kelimeler: çarparak

Çarparak kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?


1. Karanlık ve bozuk kaldırımlı sokaklarda ayaklarını taşlara çarparak ilerledi.


2. Şimdi gözleri kapıda ve yüreği çarparak her dakika onu bekliyordu.


3. Araba taşlara çarparak fırlayınca veya hızla dönünce: A!


4. İlkbaharda bir dere gibi su ile dolu olan sokakta şimdi yer yer ısırganlar vardı ve bunlar dörtnala koşan atların nallarına çarparak kopuyor, savruluyorlardı.


5. Yusuf ara sıra lakırdıyı bırakıp küçük kıza doğru bakınca kız da başını ona kaldırır, güler, fakat ayağını bir taşa çarparak derhal yüzünü buruşturur, önüne bakmaya mecbur olur, böylece Yusuf u güldürürdü.


6. Çamurlu sokaklarda hiç kimseler yoktu; yalnız çıplak ayaklı küçük bir kız çocuğu elinde bir değnek ile, mütemadiyen bağıran ve çamurlu kanatlarını telaşla çarparak koşan birkaç kazı kovalıyor, onları bir bahçe çitinin alt tarafındaki ufak delikten içeri sokmak istiyordu.