Kelimeler: çabuk
Çabuk kelimesi cümle içinde nasıl kullanılır?
1. Çabuk çabuk soluyor ve başını silkiyordu.
2. Bu sefer kıza olsun> kadına olsun, çabuk çabuk, gözlerini kırpıştırarak bakıyordu.
3. Fakat kendini çabuk topladı.
4. Sus, Muazzez, çabuk dönerim!..
5. Kız yerinden fırladı, peki, hemen gidelim, hiç durmayalım, çabuk anneciğim, çabuk, dedi.
6. Çabuk gelirim dedin, değil mi?
7. Gibi sözler işitiliyor ve çabuk çabuk, birbiri arkasından yere atılan iskambiller acayip hışırtılar çıkarıyordu.
8. Babam bir şey isterse çabuk yetiştir!
9. dedikten sonra koşar gibi çabuk adımlarla uzaklaştı.
10. Eve ne kadar çabuk geldiğine hayret etti.
11. Hayat umulduğundan daha çabuk eski halini aldı.
12. Sonra sokak ortasındaki bu muhabbeti kısa kesmek istiyormuş gibi bir hareket yaptı, başını havaya kaldırdı, dişlerinin arasından ve çabuk çabuk:
13. Pek meraktayız, çabuk gir çık da bize haber ver.
14. Sonra, aman Yarabbi, her şeye ne kadar çabuk inanıyordu?
15. Arabadan ve atlardan daha çabuk gitmek ister gibi öne uzanıyordu.
16. Fakat bunun üzerinde düşünmekten korkarak, çabuk adımlarla derhal aşağı inmeye başladı.
17. Takibe gitmiştir, muska da ona uğur getirir de çabuk döner inşallah!
18. Bir müddet sonra derin bir nefes aldı; karısını tekrar gocuğa sararak, incitmekten korkuyormuş gibi ihtimamla, çukura yerleştirdi ve yumuşak toprakları avuçlarıyla çabuk çabuk onun üzerine attı.
19. Ustaların zulmüne dair dinlediği hikâyeler, şahidi olduğu vakalar onu bu fikirden çabuk vazgeçirdi.
20. İlk zamanlarda, yani okuma öğreninceye kadar, devam eden merak ve alakası pek çabuk kayboldu.